İMAM-I AZAM VE HADİSLERLE HANEFİ FIKHI FRAGMAN HD

17.05.2016
Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hazreti Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz, kendisine indirilen Kur’an’ın nasıl anlaşılması ve nasıl yaşanması gerektiğini Ashâbına öğretmiş; haklarında “Ashâbım yıldızlar gibidir, hangisine tâbi olursanız hidâyete erersiniz.” buyurulan sahâbe-i güzîn efendilerimiz de bu emâneti cihâna yaymışlardır. İslâmî yükümlülükleri ve diğer dînî ilimleri Sahâbeden daha iyi inceleyip bilme imkânı başka hiçbir kişiye nasîb olmamış, ahlâkî erdemler bakımından da hiç kimse onlarla yarışamamıştır. Ashâbın tamamının Allah (c.c.)’nün rızâsına kavuştukları Kur’an ve sünnette kesin olarak belirtilmiş, bu konuda herhangi biri istisna tutulmamıştır. Ashâbı Kiram’dan aldıkları ilmi en güzel bir şekilde nakleden Tâbiin İmamlarının pek çoğu kendi devirlerinde insanların kendisine uyduğu kimseler haline gelmişler, ancak, Sahâbeye uymaktaki yol ve anlayışları yani mezhebleri, sistemli olarak eserlerle ortaya konmadığı için dört tanesi hariç hiç biri günümüze ulaşamamıştır. Bu sebeple günümüzde “Benim ve ashâbımın yolunda bulunanlar kurtuluşa ermiştir” müjdesine nâil olmak, ancak dört hak mezhebe uymakla mümkün hâle gelmiştir Dört mezhep imamının başta geleni, kendisinden sonra gelen âlimlerin “İmam-ı Âzam” yani en büyük imam olarak isimlendirdikleri ümmetin ışığı, fıkıh ilminin kurucusu, Ehl-i Sünnet’in reisi Numan bin Sâbit yani İmam-ı Âzam Ebû Hanife hazretleridir. Talebelerinin sayısı ise kayıt altına alınamamış, âlimler onun ulaştığı talebe sayısına kimsenin ulaşamadığını bildirmişlerdir. Şâfi ve Hanbeli mezhebi de İmam-ı Azam hazretlerinin talebelerinin talebelerinden doğmuş, Akâid İmamımız, İmam Maturidi de İmam-ı Azam’dan nakledilen bilgiler doğrultusunda itikad konularını tedvin etmiştir. 20. Asırda da “Hakîmü’l Ümme” lâkâbıyla anılan, Hind Ulemâsından, zülcenâheyn âilm, İmam Eşref Ali et- Tehânevî hazretleri talebeleriyle beraber yaklaşık 20 yıl süren yoğun bir çalışma neticesinde “İ’lâüssünen” isimli eseri hazırlamaya muvaffak olmuşlardır. İ’lâüssünen, Hanefi mezhebine ait hükümleri, hadis-i şeriflerdeki delilleriye birlikte anlatan, bütün İslam dünyasında kabul görmüş, ders olarak okutulmaya devam eden bir eser haline gelmiştir. Bu eseri, Hadislerle Hanefi Fıkhı adıyla Türkçemize kazandıran Misvak Neşriyat’ın kurucusu Muhterem Ömer Öztürk; İmam-ı A’zam’ın anlaşılması ile ilgili yaptığı kapsamlı hizmetlere bir yenisini eklemiş, birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok muhtaç olduğumuz şu günlerde, Türkiye Müslümanları olarak ortak paydamız olan İmam-ı A’zam hazretlerinde buluşmaya hepimizi davet etmiştir.

Похожие видео